Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ebru Erbay son araştırmasıyla çok önemli bir keşfe adını altın harflerle yazdı. Damar sertliği ve tıkanıklığını önleyebilmek adına yapılan bu çalışma, yeni bir ışık kaynağı oldu.
Damar Sertliğiyle Savaşabilecek Mucize Çözüm
Dr. Ebru Erbay, farelerde gözlem yaptığı bu çalışmada çok önemli bir detay yakaladı. Türk bilim insanının araştıması alanında hatrı sayılır yazılı basında yer alan Science Translational Medicine dergisinde de değer kazandı.
Damar sertliğine kafa tutan bu mucizenin adı: Palmitoleik asit.
Palmitoleik asit, Dr. Ebru Erbay bu konunun üzerine pür dikkat yoğunlaşana kadar zararlı bir asit olarak bilinirdi. Lakin, Dr. Erbay, bunun aksine faydalı birşey olabileceğini hipotezi üzerine kurduğu araştırmalarda ve gözlemlerde, fareler üzerinde yapılan çalışma sonrası, palmitoleik asitin bilindiğinin aksine, koruyucu bir etkisinin olduğunu keşfetti.
Fareler Yüksek Kalorili Gıdalarla Beslendi
Yapılan deneylerde, fareler yüksek kalorili besinler tüketirken, damar sertliği gözlemlenen farelere, palmitoleik asit verildikten sonra, mucizevi bir şekilde damar sertliğinin muazzam bir hızla yavaşlayıp durduğu gözlemlendi. Bu bağlamda, palmitoleik asit doymuş yağlara karşı çok hızlı mücadele edebilen bir arındırıcı olarak not edildi.
Sıradaki Hedef İnsanlar Üzerinde Çalışmak
Damar sertliğinin önüne geçmenin yolunun bulunduğunu düşünen Erbay, sıradaki hedefinin insanlar üzerinde denemek olacağını vurguladı. “Bazı insanlar şişmanlar ama diyabetik değiller ya da şişmanlar ama kalp ve damar hastalıkları yok. Yine şişmanlar ama uzun ve bunamadan yaşıyorlar. Bunların sırrının gen havuzumuzda ve genlerin ürettiği metabolitlerde olduğunu düşünüyorum. Bu sırların biri de vücudumuzun ürettiği palmitoleik asittir. Gılgamış Destanı’nda aranan ölümsüzlüğün sırrını taşıyan bitki belki de topraklarımızda bulunan ve palmitoleik asitten zengin olan iğdedir” diye ekleyerek çalışma konusu olan palmitoleik asitin önemini bir kez daha vurguladı.
Yararları Zaten Biliniyordu
C vitamini yönünden oldukça zengin olarak bilinen iğdenin yararları zaten uzun süredir telaffuz ediliyordu ve faydalarının bilincinden olan halk tarafından yaygın olarak kullanıldığı da dikkat çekmişti. İğdenin egzama tedavisinden tutun da kadınlardaki afrodizyak etkisine kadar farklı kullanım amaçları var.
Kalorisi Düşük Bir Atıştırmalık
Kapadokya’da da farklı cins ve çoklukla bulunan olgunlaşmış iğde meyvesi, düşük kalori özelliğine sahip olduğundan, çok sağlıklı bir atırştırmalık ve diyet unsuru olarak düşünülebilir. Ayrıca, diyet boyunca vücudun ihtiyaç duyabileceği birçok değerli bileşeni de içeriğinde barındırıyor. Ancak, çok fazla iğde tüketiminin de kabızlığa neden olduğunu belirtmekte fayda var.
Egzama, Boğaz Ağrıları ve Kış Hastalıkları İçin Birebir!
Kapadokya’da hemen hemen her yerde görebileceğiniz iğde yapraklarından kendi kürünüzü yapabilir ve çiçeği kaynatılarak egzamanın da harici tedavisinde kullanabilirsiniz. İğde, çok güçlü bir antiseptik özelliğe sahip olduğundan, kaynatılan suyunun içilmesi boğaz ağrılarına da iyi geliyor. Ayrıca, bu suyu gargara yaparak ağız temizliğinde de değerlendirebilirsiniz. İğdenin meyvesi ve yaprakları kaynatılıp çay olarak içildiğinde de, kış hastalıklarına karşı direnci yükseltip, vücudu kötü hava koşullarından koruyor. Ortaya çıkan bu yeni faydasından sonra, iğdenin hayatımızda daha çok kendinden söz ettireceği aşikar…
Kaynak: Mynet